5 Ocak 2010 Salı

Ana Sayfa


Mevlana Celaleddin Rumi, Moğol istilasıyla Anadolu’ya gelmiş, bu coğrafyanın kültürüyle yaşam bulmuş, çağlar ötesine seslenen, büyük üstad, düşünce adamı.

Çağlar boyu insanlığa; sevgiyi, saygıyı, hoşgörüyü, doğruyu, yüreğinde ve bedeninde hissettiği Allah aşkını, Hak yolunun azizliğini aşılamış, bunu her biri bir anlam taşıyan sözleri, şiirleri, öğütleri ve eserlerinde dile getirmiş, herkesçe bilinen " Gel, gel, ne olursan ol yine gel, İster kafir, İster Mecusi, İster puta tapan ol yine gel," sözleriyle tüm insanlığa nasihat ettiğini belirtmiş, diğer dinlere duyduğu hoşgörüyü yansıtmıştır.

Mevlana’nın insanlığa bıraktığı ve kattığı çok şey var. Bunun içindir ki; bazı milletler, ‘Türkler ve İranlılar’ Mevlana’yı kendi kimlikleri içerisinde göstermiş, bu da yeni söylemlerin ortaya çıkmasına, kaosun yaşanmasına neden olmuştur. Aslında Mevlana’nın eserlerine baktığımızda orada yazılanlar hem kimliği hem de felsefesi hakkında bize açıkça bilgi vermektedir.

Bugün görüyoruz ki, Mevlana biz gençlere bir pusula gibi yol gösteriyor.

Duygu Kişin